Irak Şam İslam Devleti’nin Suriye Kuzey cephesi genel direktörü olan Çeçen saha komutanı Emir Ebu Ömer; IŞİD’in son durumu, Suriye’nin temel meseleleri, Irak’taki hareketlilik ve İslam ümmetinin geleceğini ilgilendiren cihadi hamleler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Abdulkadir Polat: Suriye’nin son durumu hakkında neler söylemek istersiniz?
Emir Ebu Ömer: Suriye’deki olaylar ilk başta ayaklanmalar ve eylemlerle başladı. Hareket zamanla cihada dönüştü. Peygamberimiz (sav) bir hadisinde buyuruyor ki: “İslam garip başladı, garip bitecektir.” Bu sözü aynen Suriye’de görmekteyiz. İlk geldiğimizde buradaki insanlar islamdan çok uzaktı. Fakat, özellikle son 7-8 aydır insanların İslam’a yönelmeye başladığını görüyoruz.
Bizler Suriye’ye ilk geldiğimizde kontrol noktaları Ceyşül Hur’un (ÖSO’nun) elindeydi. Buralarda sigara içip müzik dinlerlerdi fakat şuan kontrol noktaları hızla İslam Devleti’nin (IŞİD’in) eline geçiyor. Bu da tabi ki insanın maneviyatını çok güçlendiriyor.
Olaylar hızla değişiyor. Elbette ki bu değişimlerin insanları nasıl bir sona götüreceğini bir tek Allah biliyor. Biz sadece basit bir şey (İslam Devleti’nin ilanından bahsediyor) yaptık, gerisi tamamen Allah’ın hikmetidir.
Zaten Şam, Peygamber Efendimizin (sav) birçok hadisinde buyurduğu gibi mübarek bir topraktır. Rabbim inşallah bunu hayra yöneltir ki bizler bu hayrı da görüyoruz.
Abdulkadir Polat: IŞİD’in ÖSO’yla çatışmalar yaşadığını öğrendik. Bu tip saldırılar ÖSO’nun geneline yayılacak mı yoksa sadece size karşı savaşanlarla mı çatışacaksınız?
Emir Ebu Ömer: Şuan ÖSO’nun hepsiyle savaş halinde değiliz. “İslam Devleti” hedefimize engel olan gruplarla savaşıyoruz. Daha öncede açıkladığımız gibi ilk önce Dana’da daha sonra Azez’de şimdi de Kefer Hamra’da demokrat ÖSO çeteleriyle savaşıyoruz. Mesela en son savaştığımız ÖSO’cu lideri (Şuheda el Bedir Tugayı lideri MİT irtibatlı Halid Hayyani’dan bahsediyor) burada herkes tanıyor. İnsanlar sırf bu yüzden bize duacı olduklarını söylediler. Bu grupla çatışırken ele geçirdiğimiz yerlerde 40 esir bulduk ve serbest bıraktık. İçlerinde seçip beğendikleri yerli kadınlar ve mücahidlerimizde vardı. Bu haramzade çeteler halktan esirler toplamış. Zaten Hayyani denen şahıs önceden beri buralarda hırsızlık ve kaçakçılıkla biliniyordu. Bu grup daha önce İslam Devleti’nden (IŞİD) 3 mücahide silahlı saldırı yapmıştı.
Biz önümüzde bir zalimle savaşıyoruz. Eğer arkamızda da bir zalim varsa o zaman önümüzdekiyle arkamızda arasında hiçbir fark gözetmeden savaşmaya devam ederiz.
Abdulkadir Polat: Önümüzdeki süreçte yani önümüzdeki yıllarda Irak ve Suriye’de bir tek İslam Devleti (IŞİD) savaşçıları mı olacak yoksa sizle aynı düşünceye sahip diğer grupların varlığına izin verecek misiniz? Kısacası otorite sağlanacak mı?
Emir Ebu Ömer: İlk başta devletleşmeyi (İslam Devleti ilanından bahsediyor) biz açıkladık. İslam Devleti’ni tam olarak kurduğumuzda herkese “bize neden katılmıyorsunuz?” diye soracağız. Çünkü bu dava sadece Irak’ın yada Suriye’nin değil tüm ümmetin davasıdır. Devletin ilanında büyük bir bereket vardır. Elhamdulillah bu ilanı Ebu Bekir Bağdadi yaptı. Ben bütün müslümanlara sormak istiyorum: “Hepinizin gayesi İslam Devleti değil mi? Neden bize katılmıyorsunuz?” Bu benim herkese nasihatimdir.
Abdulkadir Polat: IŞİD’i destekleyenlerin yanı sıra bidatçi yada harici olarak gören çevreler ve mürcie olarak gören çevreler var. Bunlara karşı bir çalışma yapacak mısınız?
Emir Ebu Ömer: (Gülüyor) Nasıl cevap vereceğimi bilemiyorum! Ömer bin Hattab’ın (r.a) zamanında olsun, Selahaddin Eyyubi’nin zamanında olsun bunlar her zaman vardı. Tek yaptıkları konuşmaktır. Biz kendimize bakmalıyız. Eğer şeriatı ikame ediyorsak problem yok. Bu yüzden başkalarına değil kendi işimize bakacağız.
Abdulkadir Polat: Önümüzdeki dönemde bir İslam Devleti’nin gereği olan; okul çalışmaları, insanlara iş imkanları oluşturma, çocuklara ve halka yönelik faaliyetler, mülteci çalışmaları ve benzeri çalışmalar olacak mı?
Emir Ebu Ömer: Şuanda bütün ağırlığımızı cihada verdik. Askeri olarak bütün yük İslam Devleti’nin (IŞİD’in) üzerinde. Operasyonlar ve korunması gereken bölgelere odaklandığımızdan diğer çalışmalara yönelme fırsatı bulamıyoruz. Fakat buna rağmen bazı bölgelerimizde okullar ve şer’i mahkeme binaları açtık. Medreselerimizde 125 alim yetiştirdik. Şuan hepsi hutbe verecek, tevhidi ve islamı anlatacak seviyeye ulaştılar hamdolsun. İlerde söylediklerinizin hepsini yapacağız inşallah.
Abdulkadir Polat: Kadirov, Suriye’deki Çeçen mücahidler hakkında “onları ülkemizden biz kovduk, aileleri de onları istemiyor, onlar paralı teröristlerdir” dedi. Kadirov’a söylemek istedikleriniz var mı?
Emir Ebu Ömer: (Gülüyor) İnsanlar Kadirov’un düşündüğü gibi düşünmesin! Biz, Emir Ebu Osman Dokko Umarov’un emri altındaydık. O bizi Suriye’ye gönderdi ve bir süre maddi destek yolladı. Fakat şuan Ebu Bekir Bağdadi’ye biatliyiz ve onun emrinde savaşıyoruz. Zaten Ebu Bekir Bağdadi’ye biat etmemizi o istedi. Emir Ebu Osman’da İslam Devleti için savaşıyor, biz de İslam Devleti için savaşıyoruz.
Hamdolsun Kafkasya Emirliği’nde Kadirov’a yetecek kadar mücahid var. Direkt olarak Çeçenistan cephesinden buraya gelen mücahidler de oldu ama çoğu hala orada. Kadirov’a ise şunları söylemek istiyorum: “Oradaki mücahidler sana yeter ama merak etme burası bitince daha güçlü ve daha eğitimli mücahidlerimizle oraya savaşmaya geleceğiz.”
Abdulkadir Polat: Amerika’nın Suriye’ye girmesi durumunda, Esed’e veya ÖSO’ya karşı politikalarınız değişecek mi?
Emir Ebu Ömer: Hayır değişmeyecek. Amerika’da dahil kan emen düşmanlarımızla aynen savaşmaya devam edeceğiz.
Abdulkadir Polat: Irak’taki dirinişin son durumu nedir?
Emir Ebu Ömer: Irak’taki durum aynı Suriye gibi. Şam’ın nizamı nasılsa Irak’ın yönetimi de aynen öyle. Her iki nizamda rafizi nizamıdır. Amerika’nın Irak’tan çekilmesi direnişte hiçbir şeyi değiştirmedi. Hatta birçok yerin fethedilmesine ve mücahidlerin maneviyatlarının artmasına vesile oldu. Yani Irak’ta durum eskisinden çok daha iyi.
RÖPORTAJIN SES KAYDI'NI YAYINLAMAYI ÇOK İSTERDİK LÂKİN KANAL KAPATILDI!
“Hariciler, cehennem köpekleridir.” İbn Mâce Mukaddime. 173
IŞİD emiri Şişani ile evlenmeyi reddedince İstanbul'a intihar bombacısı olarak gönderildi

IŞİD'in askeri kanat sorumlusu Ebu Ömer El Şişani'nin, kendisini reddeden kadını İstanbul'a intihar eylemi için gönderdiği ortaya çıktı.
İstanbul'da geçtiğimiz temmuz ayında güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonla bombalı saldırı düzenlemek için Türkiye'ye gelen beş kişi hücre evinde yakalanmıştı. Yakalananlar arasında Çeçenistan eski bakanlarından Asu Dudurkaeva'nın kızı olan Seda Dudurkaeva da vardı.
AİLESİNE DÖNMEK İSTEDİ AMA DÖNEMEDİ
IŞİD 'in askeri kanat sorumlusu Ömer El Şişani'nin sağ kolu olan "Hamzat" kod isimli bir teröristle 2014 yılında internet üzerinden tanışıp arkadaş olan Dudurkaeva, Çeçenistan'dan Suriye'ye kaçıp Hamzat'la örgüt kampında evlenmişti. Çeçenistan kabinesinde bakan olan babası Asu Dudurkaeva'yı görevinden eden bu nikahtan kısa süre sonra Seda Dudurkaeva'nın ilk eşi Hamzat, bombalı bir saldırıda öldürülmüş, ailesine dönmek isteyen Dudurkaeva, Ömer El Şişani tarafından serbest bırakılmayıp eş yapılmıştı.
ÖLEN AĞABEYİNİN EŞİYLE EVLENMEK İSTEDİ
Milliyet gazetesinden Ferit Zengin'in haberine göre Suriye'de 2016'da koalisyon güçlerince öldürülen Ebu Ömer El Şişani kod isimli Tarkan Taymurazoviç Batıraşvili'den Dudurkaeva'nın iki çocuğu oldu. Seda Dudurkaeva'nın, ölen bir askeri kanat sorumlusunun eşiyken bombalı saldırıyla neden görevlendirildiği ise örgüte yakın kaynakların takibiyle ortaya çıktı. Örgüt içinde "cezalandırma eylemi" olarak görülen bir eylemle görevlendirilen Dudurkaeva'ya bu görevin Ebu Ömer El Şişani'nin ölümünün ardından yerine gelen ağabeyi Ebu Said El Şişani tarafından verildiği belirlendi.
Ebu Said El Şişani'nin, kardeşinin karısını kendisiyle evlenmeye zorladığı, Dudurkaeva'nın direndiği, Şişani'nin de bunun üzerine "intihar eylemi" için Dudurkaeva'yı İstanbul'a gönderdiği belirtildi. Ebu Said El Şişani'nin de, Deyr-i Zor'da öldürüldüğü öğrenildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder